Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali sona erdi
- Oğuzhan Kaya
- 23 May 2019
- 3 dakikada okunur

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali Tepebaşı Belediyesinin destekleriyle Eskişehir'de 4. kez gerçekleşti. 24-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen festival son gününde de gösterim ve sohbetlerle sona erdi.
Tepebaşı Belediyesi önderliğinde gerçekleşen Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 27 Nisan tarihinde sona erdi. Festivalde son film olarak “Hotel Ruanda” filmi gösterildi.
Gösterimin ardından son oturumda Dr. Fatma Tansu Sakarya ile bir sohbet gerçekleştirildi. Sohbette katılımcılardan da iyi geri dönüşler alan Sakarya insanların farklılıklarına değindi. “İstanbul’a gittiğimde insanlar arasındaki farklılıkları orada 17 yaşımda gördüm. Kolejli çocuklar, evde kalan çocuklar, yurtta kalan çocuklar, o zamana kadar görmediğim yabancı dili konuşanlar, başka dine mensuplar; bunlardan haberim vardı ama ateistliği o zamanlar bilmiyordum ve bu beni şaşırtmıştı. Bir sürü farklılığı orada yaşadım ve gördüm, bilmiyordum çünkü bunları. Yine de aklıma hiçbir zaman benim dışımdakilerin benden daha değersiz olduğu gelmedi, demek ki bazı şeyler önce aileden geliyor; böyle eğitildiğimi düşünüyorum. Bu nedenle de anneme ve özellikle de babama çok teşekkür ediyorum.” diyerek hayatının diğer insanların eşit olduğuna vurgu yaptı.
İnsanların hakları her yerde aynı olmalı
İnsanların bazı şeyleri seçme şanslarının olmadığını belirten Tansu Sakarya, “Bir ülkede doğuyorsunuz. Seçme şansınız yok ama haklarınız olmalı değil mi? Fiziksel, ruhsal ve toplumsal iyilik hali, yaşama hakkı, sağlık hakkı; bunlar insan hakkıdır. Neyin insan hakkı olup olmadığı birkaç kişinin tekelinde olmamalı. Ben burada doğarsam yaşama hakkım olur, başka yerde doğarsam da olmalıdır.” sözleriyle insan haklarının evrenselliğine dikkat çekti.

“Filme dönersek olaylar, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu düşündürüyor. ‘Fakirler ölebilir, eşcinseller ölebilir, bana karşı olanlar ölebilir’ gibi algılar var. Neyse ki tarihin tekerrür ettiği iyi şeyler de var. Dünyadaki varlığın eşit paylaşılmıyor olması aslında sağlık hakkıyla birlikte düşünebileceğimiz bir şey. Dünyadaki kaynaklar eşit paylaşılmıyor. Çok küçük bir azınlık paraya ve güce sahip. Bu insanlar savaşla, şiddetle, ayrımcılıkla, hukuksuzlukla prim yapıyorlar ve elde ettikleri gücü de kendileri için kullanıyorlar, iyi insan olmak gibi bir kaygıları yok.” diyerek sermaye sahibi büyük şirketlere karşı eleştiride bulundu.
Sohbetin ardından Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Alev Kulaç, Dr. Tansu Sakarya’ya katılım ve teşekkür belgesi takdim etti.
Söyleşinin ardından özel röportaj veren Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği Başkanı Nihal Bağcı, “Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali bu yıl 11. yılını yapıyor ama Eskişehir’de 4. kez düzenleniyor. Bunun en önemli özelliği Sivil toplumların, toplulukların ve aktivistlerin yapıyor olması. Yani kamu kurumları böyle bir festivali yapamıyorlar. Bu noktada biz destekleri belediyelerden alıyoruz, bunun haricinde de birçok destekçimiz var. Biz Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği olarak 3. yılı yapıyoruz, Eskişehir’deki ilk yılında da bizler yapmıştık ancak ETOS olarak yapmamıştık.” diyerek festivalin geleceğinden umutlu olduğunu belirtti.
Bağcı, Filmlerin katılımcılar üzerinde etkili ve farkındalık yaratacak düzeyde olduğunu belirtti. Filmler hakkında konuşan Bağcı, “Çok güzel filmler vardı. Göç, iklim, toplumda kadının rolü, tarım ve hayvancılık, kalkınma gibi birçok konu işlendi. Bu konularla alakalı bazı müdavimlerimiz vardı, hepsi filmleri seyretmeye geldi. Biz bunun için çok çaba gösterdik. Özellikle öğrencilerimizi bilgilendirmek için radyolarda, televizyonlarda canlı yayınlar yaptık. Tabi ki şehrimizde birçok insanın katılmasını isterdik. Bildiğiniz gibi şehrimiz bir kültür kenti. Aynı günlere denk gelen o kadar çok kültürel etkinlik var ki, bunların çakışması biraz katılımcı konusunda bizi zorlamış olsa da her filmin aslında SYFF’nin aslında amacı olan; ‘umudumuzu canlı tutalım’, ‘herkes kendinin kahramanı’, ‘harekete geçelim’, ‘bir insanın yapamayacağı hiçbir şey yoktur’ mesajlarının buraya gelen seyircilerimizin yüreklerine gittiğine inanıyoruz. İnsanlara buradan çıktıklarında daha iyi, daha duyarlı hale getirebiliyoruz. Amacımız da farkındalık yaratıp insanları harekete geçirmek olsun. Biz seyircilerimize çözüm odaklı ve duyarlı olmaları konusunda gereken mesajları verdiğimizi düşünüyorum.” diyerek mutlu bir gurur yaşadığını ifade etti.
Festivalin sonunda festivalde görev alan öğrencilere de katılım ve teşekkür belgesi verildi.
Comments